SİDAR PÜRÜZ

hezeyanlarımın yeri

  • Tasavvurlarımın müşahhas mânilerce çiğnenmedikleri bir başka hayat… dallardaki kiraz çiçeklerinden yayılan burcu kokusuyla hür, serazat… bir bambaşka hayat… tarafından sevildiğim, böylece yalnızlık çığının altında soluksuz kalmadığım. Ruhumu yaralayan düşlerim var… serde gençlik, gençlikte hiç koklayamadığım birine özlem var: ne olur… bir yeni hayat ki koklayabildiğim, bir yeni hayat ki İstanbul’da. Devamını oku

  • Kitaplar okumaktayım kalın kalın, mana taşımayan hezeyanlar olduklarını bildiğim halde yazılar yazmaktayım biçimsiz harflerle… yalnızlıktan korkup ikilik isteyen duygulara içimi dar edeceğim! Koparıp atacağım, mürekkeple tanıştıracağım onları… aşk tutkusuymuş, hevesiymiş… görürler günlerini! Dar edeceğim ruhumu yalnızlıktan gayrısına!  Devamını oku

  • Bazen yazmak yitiriyor cazibesini. Öze manasızlık sindiğine inanıyorum o kaskatı, ilgisiz zamanlarımda; neye bunca eylem yokluğa karışacakların dünyasında? Niçin düşünmek, okumak, yazmak? Bir yanıt! İlgisizliğimi darmadağın edecek bir yanıt! …saçmalık ötesi bu gezegende şaşırmış vaziyetteyim.  Devamını oku

  • Dante otuzbeşindeyken yitirmişti doğru yolu… karanlık ormanın derinliklerine düşmüş, yüce makamın buyruğuyla ozan gelip kendisini günışığına götürünceye değin kalmıştı orada. İnanın yolumu kaybetmedim ben, kaybetmek için bulmalı, bulmak içinse evvela aramalı, aramaya bulunmaya layık bir şeyin varlığına inanarak teşebbüs eder insan… bulunmaya layık varlık… inanıyor muyum? Heyhat! İnanabilseydim keşke ve sonunda muvaffak olamasam bile hayatımı inanarak bir… Devamını oku

  • Hayatta karşılaşamadığımız öyle dünyalar var ki, yazgı saklamış bizden… bir ihtimal evimiz olacaktı… içten, geniş, sevgili; ah talihin çirkinliği! O dünyalar neredeler? Nerede gençliğin unutulmaz aşkı? Rüyalarımdaki mutluluk nerede? Bu yarımlık ruhumdaki, bu hazin eksiklik…  Devamını oku

  • Okumak mutlu etmez -benim bildiğim- insanı, keza düşünmek, irdelemek de… kafanı meşgul eden suallere cevaplar bulmaya çalışırsın evvela. Buldukça bir yenisinin kapısı aralanır, ancak genişleyecekleri yerde daralan kapılardır bunlar. Zamanla o kadar çok kapıdan geçersin ki mutlulukla arana aşılmaz mesafeler girer… çünkü başlangıçtaki kapının üzerinde şunlar yazılıydı: ‘‘buradan içeri giren bütün umutlarını geride bıraksın!’’ -Dante, Cehennem.  Artık… Devamını oku

  • Ölümü cesedinin kokusundan anlaşılanın yalnızlığı… köşeye çekilmek başkadır, itilmek başka; çekilene münzevi, itilene aykırı denir. Sonuç yalnızlıktır, birbirlerinden muhteva bakımından farklıdırlar ancak: birincisi topluluğa dahil olmamanın huzurunu duyarken, ikincisi dahil olamamanın sessizliğinde delirir… ona artık kim deli diyebilir? Delirmemiş, delirtilmiştir. Övünsün tanrı! Değil mi ki sırf acı çektirmek için kurnazca yöntemler icat etmiştir! -Yarattığı- aykırı insanlar delirdikçe övünsün!  Devamını oku

  • Tanrı’nın tek bağışlanamaz yanı var olmamasıdır, öyledir, bu koskoca sema da bizi yalnızlığımıza terk etmesi nasıl bağışlanır? Bir günlük, bir gecelik yalnızlık değil ki bu… bir soyun, bir gezegenin, bir kainatın yalnızlığı… geçmez, daim… neredesin tanrım? Devamını oku

  • Demin, günler sonra, güçlükle bahçeye indim. Uçak sesleri: evim havaalanına yakın. Göğün içinde müstesna parlaklığıyla dolunay: evim dünyada. İkidir evim diyorum… oysa haksızlık ediyorum kendime… ev, sana ait olanı bulduğun yerdir, telaşla katettiğin yollar bitmiştir artık, huzur… tekrar düşününce, bu kelimeyi kullanmamam gerektiğini anlıyorum. Serin bir mayıs havası asılıydı bahçede. İlerideki çalılıklardan ara ara hışırtı… Devamını oku

  • Ekseriya katlanır insan varoluşuna, aklını ve yüreğini kullanarak uyumlanamaz onunla, çünkü çürük olmayan yeri yoktur; tanrı’nın bizim için yarattığı bu dünya, her nasılsa, bütün gerçekleriyle hasımdır ruhlarımıza… bir gerçek söyleyin ki çelişkili olmasın, şükrettirsin, telafi etsin sancıyı ve acıyı, manasızlığın tahtına kurulsun… yoktur böyle bir şey. Peki nasıl katlanır insan? Uyuşturucuyla, din ile -bu da… Devamını oku