Bütün yazılar
-
Demin, günler sonra, güçlükle bahçeye indim. Uçak sesleri: evim havaalanına yakın. Göğün içinde müstesna parlaklığıyla dolunay: evim dünyada. İkidir evim diyorum… oysa haksızlık ediyorum kendime… ev, sana ait olanı bulduğun yerdir, telaşla katettiğin yollar bitmiştir artık, huzur… tekrar düşününce, bu kelimeyi kullanmamam gerektiğini anlıyorum. Serin bir mayıs havası asılıydı bahçede. İlerideki çalılıklardan ara ara hışırtı… Devamını oku
-
Ekseriya katlanır insan varoluşuna, aklını ve yüreğini kullanarak uyumlanamaz onunla, çünkü çürük olmayan yeri yoktur; tanrı’nın bizim için yarattığı bu dünya, her nasılsa, bütün gerçekleriyle hasımdır ruhlarımıza… bir gerçek söyleyin ki çelişkili olmasın, şükrettirsin, telafi etsin sancıyı ve acıyı, manasızlığın tahtına kurulsun… yoktur böyle bir şey. Peki nasıl katlanır insan? Uyuşturucuyla, din ile -bu da… Devamını oku
-
Montaigne, denemelerinde yönünü yitirenlerden bahseder… soruyorum, kim yitirmemiştir ki? Belki de dünyaya sırf bu yüzden, yolumuzu kaybettiğimiz için düşmüşüzdür, pusulasını şaşıran ruhumuz… doğmak, tanımadığın -yahut unuttuğun- bir varlıktan koparak bilmediğin fakat tırmıklarını daha en başından hissettiğin bir diyara, ölümlüler ülkesine gelmek… evet gelmek… ama ne suretle? Hangi yolları aşarak? Hatırlamak olanaksız… yoksa hepimiz unutuluş nehri… Devamını oku
-
Baştan belirtmeliyim ki bu yazının amacı bir protesto değildir, çünkü protestonun sadece meydanlarda dişe diş yapılabileceğini düşünüyorum; bu yazı, ayak seslerini işittiğim bir diktatöre karşı, tarihe düştüğüm nottan ibarettir. Türkiye’de yaşayan insanlar daha iyi, güvenli bir yaşamı hak ediyorlar. Ama bu hak, şu esnada, birtakım yaşlı, alaşağı olmaya mahkûm, niteliksiz siyasetçilerce alıkonmuş. Muhafazakar-dinci iktidar, zenginleşmeyi,… Devamını oku
-
Muhtaç ya da bağımlı olduklarımızın biçimlendirdikleri hayatlarımıza ‘‘benim’’ diyebilir miyiz? Komutla, telkinle idare edildik; yaşamlarımız başkalarınca düzenlendi, en özgür olanımız bile yolunu bütünüyle kendisi seçememiş; ona bağışlanan kadarıyla yetinmiştir. Oysa bunun ötesine çıkabilmek ve bağışlanan yerine bağışlanmayanı alabilmek; özgürlük diye buna derim. Özgürlükle mutlu olur muyduk bilemiyorum, ancak muhtemelen mutsuzluklarımız anlamlaşırdı. Sayısız engel tanrı eliyle… Devamını oku
-
İntihar: harp sahasından çekilmek, daha fazla zayiat vermeden mütareke ahdını mühürlemek. Direnç göstererek yaşanıyor daima; su hiçbir zaman yolunu bulmuyor… cezbedici güzelliğe erişmemin imkansızlığı oymak darbeleriyle ruhumu çatırdatırken, yaşama hayran kalabilir miyim? Hayır dostlarım, yaşama yalnızca katlanabilirim, çünkü her insan gibi doğarak aşağılandım, bu aşağılanış öylesine sertti ki utancımın etkisini, acısını hissetmediğim tek an olmadı; rüyalarım… Devamını oku
-
Acaba ruhun, tarih boyunca bedene kıyasla göklere çıkarılan bu saflık, tanrısallık formunun yuvası neresidir? Kâinatın özünden kopmuştur belki, kopmuştur ve gene oraya dönecektir… peki ya ben ne olacağım? Halihazırda bu satırları yazan ve hisseden ben ne olacağım o bedenimden ayrılıp özüne döndüğünde? Onunla birlikte gidecek miyim? Ya ruhum bir dış kuvvetse yalnızca? Ya her şeyimle… Devamını oku
-
Yeter artık! Usandım… ve yoruldum, bu patikayı yürümekten. Saymayı da bıraktım uzun zaman önce, bilmem kaç asır geçti adımlamaya başlamamın üzerinden… ama bitmedi hâlâ. Günışığına kavuşmak umuduydu irademi bu yola iten, günışığına kavuşmak umudu! Oysa ilerledikçe dallar sıklaştı, kapkaranlık bir ormandayım şimdi. Önümü göremiyorum, yönümü seçemiyorum, bataklığa saplanmışçasına hareketsizim. Patika da kayıp gitti ayaklarımın altından, onca… Devamını oku
-
Merhaba! Bu sitede yalnızca kendi düşüncelerimi paylaşacağım. Hatta diyebilirim ki burasını hezeyanlarımı haykırabilmek adına kurdum. Devamını oku