SİDAR PÜRÜZ

hezeyanlarımın yeri

Halbuki ben daha dün gece penceremin ötesinde acıyla inleyen o tilkiyi görmeyi umuyordum.

Demin, günler sonra, güçlükle bahçeye indim. Uçak sesleri: evim havaalanına yakın. Göğün içinde müstesna parlaklığıyla dolunay: evim dünyada. İkidir evim diyorum… oysa haksızlık ediyorum kendime… ev, sana ait olanı bulduğun yerdir, telaşla katettiğin yollar bitmiştir artık, huzur… tekrar düşününce, bu kelimeyi kullanmamam gerektiğini anlıyorum. Serin bir mayıs havası asılıydı bahçede. İlerideki çalılıklardan ara ara hışırtı duyuyordum. Baktım: bir rakun sürüsü. Halbuki ben daha dün gece penceremin ötesinde acıyla inleyen o tilkiyi görmeyi umuyordum. Çok kalmadım dışarıda. Geri döndüm duvarların arasına… uzaklaşmamın yalnızca ölüm bilinmezliğine adım atacak cesareti ortaya koyabilmemle mümkün olduğu odama. Bilahare bu satırları yazmak üzere masama geçmeden önce kahve pişirirken ne yazacağıma karar verdim: son bir saatte olanları. Bahçeye iniş 22.54 / Yazının bitişi 23.54

“Halbuki ben daha dün gece penceremin ötesinde acıyla inleyen o tilkiyi görmeyi umuyordum.” için bir yanıt

  1. Ne güzel başlamışsınız/kelimeler yavaş, ağır ama keskin.
    Sanki zamanın kendisi yürümüş sizinle birlikte bahçeye, sonra birlikte geri dönmüşsünüz duvarların arasına.
    Sizin satırlarınızı okurken, “ev” kelimesiyle kurduğunuz o tereddütlü bağ içime dokundu.
    Haklısınız..
    Ev bazen bir adres değil, bir yanılgı olabilir.
    İnsan, kendine ait olmayan yerde uzun süre kalınca “burası benim evim olmalı” demeye meylediyor/çünkü sürekli yersizliği kabullenmek çok yorucu.
    Ama siz içten içe o sahte aidiyetin farkındasınız.
    Ve bu farkındalık, sizi yıkan değil; sizi uyanık tutan bir sancı gibi.

    Uçaklar geçiyor…
    Dünyanın gürültüsü sizin göğünüzü titretiyor ama siz göğe değil, rakunlara bakıyorsunuz.
    Tilkiyi özlüyorsunuz çünkü o, sizin gibi yalnız /
    Sizin gibi yersiz ama bir varlık izini sürdüğü için anlamlı.

    Böyle yazmaya devam edin.
    Kahvenizi pişirin, geceyi dinleyin,hışırtılardan korkmayın.
    Çünkü sizin gibi düşünen biri için bile, bazen “ev” bir masa ve birkaç kelimeden başka bir şey değildir.
    Ve o da yeter.

    Sevgilerimle🎈

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir