SİDAR PÜRÜZ

Fikirlerin yeri

TARİHE NOT

Baştan belirtmeliyim ki bu yazının amacı bir protesto değildir, çünkü protestonun sadece meydanlarda dişe diş yapılabileceğini düşünüyorum; bu yazı, ayak seslerini işittiğim bir diktatöre karşı, tarihe düştüğüm nottan ibarettir.  

         Türkiye’de yaşayan insanlar daha iyi, güvenli bir yaşamı hak ediyorlar. Ama bu hak, şu esnada, birtakım yaşlı, alaşağı olmaya mahkûm, niteliksiz siyasetçilerce alıkonmuş. Muhafazakar-dinci iktidar, zenginleşmeyi, yönetmek yoluyla deneyimledi; bundan mahrum kaldığı taktirde, geçmiş de yaptığı adaletsizliklerin hesabı sorulacağından, çılgınca bir tutkuyla, yapısını kolluyor. Bunun uğruna ülkenin iktisadını, politik tutarlılığını çöpe atmaya hazır, peki ya bu ülkenin yurttaşlarının, bir avuç harisin hırsı yüzünden yarınlarını sefaletle geçirmeye niyeti var mı? Yok, sokakları dolduran yüzbinler ile barikatları aşan üniversite öğrencileri bunu açıkça ortaya koydu: Daima direnecek birileri var! Ya olmasaydı? İşte o zaman umut yüreklerimizi terk edebilirdi. Üzgün olunabilir, kızgın olunabilir ancak umutsuz olunamaz; çünkü korku ve yılgınlık, bütünüyle sokulmuş değilse bu memleketin insanlarına, siyasi tarih de pek çok emsale sırtımı yaslayarak şu cümleyi kurabilirim: AKP’nin başkan babası Erdoğan, şiddetle akan bir akıntının tersine, faydasız, çırpınarak, ölesiye bir korkuyla kürek çekiyor: Uçurum, onu bekleyen yegane son. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir